40-el-MÜ'MIN

Ayni zamanda Gâfir adini da tasiyan bu sûre, 85 (seksenbes) âyettir. 56 ve 57. âyetleri Medine'de inmistir. Adini, Firavun ailesinden inanan bir kisinin vasiflarinin sayildigi 28 - 45. âyetlerden alir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla. 


1. Hâ. Mîm. 

2. Bu Kitap mutlak galip, hakkiyla bilen, lütuf sahibi Allah tarafindan indirilmistir. 

3. O, günahi bagislayan, tevbeyi kabul eden, azabi çetin,lütuf sahibi Allah'tandir ki. O'ndan baska hiçbir ilâh yoktur, dönüs ancak O'nadir. 

4. Inkâr edenler müstesna, hiç kimse Allah'in âyetleri hakkinda tartismaz. Onlarin sehirlerde (rahatlikla) gezip dolasmasi seni aldatmasin. 

5. Onlardan önce Nuh kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da (peygamberlerini) engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmisti. Bâtili hakkin yerine koymak için mücadele etmislerdi. Bunun üzerine ben onlari kiskivrak yakaladim. Iste, cezalandirmamin nasil oldugunu gör! 

6. Inkâr edenlerin cehennem ehli olduklarina dair Rabbinin sözü böylece gerçeklesti. 

7. Ars'i yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bagislanmasini isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her seyi kusatmistir. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bagisla, onlari cehennem azabindan koru! (derler). 

8. Rabbimiz! Onlari da, onlarin atalarindan, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanlari da kendilerine vâdettigin Adn cennetlerine koy. Süphesiz azîz ve hakîm olan sensin! 

9. Bir de onlari, her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi kötülüklerden korursan muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmis olursun. Bu en büyük kurtulustur. 

10. Inkâr edenlere söyle seslenilir: Allah'in gazabi, sizin kendinize olan kötülügünüzden elbette daha büyüktür. Zira siz imana davet ediliyorsunuz, fakat inkâr ediyorsunuz. 

11. Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarimizi itiraf ettik. Bir daha (bu atesten) çikmaya yol var midir? derler. 

12. (Onlara denir ki:) Iste bunun sebebi sudur: Tek Allah'a ibadete çagrildigi zaman inkâr edersiniz. O'na ortak kosulunca (bunu) tasdik edersiniz. Artik hüküm, yücelerin yücesi Allah'indir. 

13. Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten rizik indiren O'dur. Allah'a yönelenden baskasi ibret almaz. 

14. Haydi, kâfirlerin hosuna gitmese de Allah'a, Allah için dindar ve ihlâsli olarak dua edin! 

15. Dereceleri yükselten, Ars'in sahibi Allah, kavusma günüyle korkutmak için kullarindan diledigine iradesiyle ilgili vahyi indirir. 

16. O gün onlar (kabirlerinden) meydana çikarlar. Onlarin hiçbir seyi Allah'a gizli kalmaz. Bugün hükümranlik kimindir? Kahhâr olan tek Allah'indir. 

17. Bugün herkese kazandiginin karsiligi verilir. Bugün haksizlik yoktur. Süphesiz Allah, hesabi çarçabuk görendir. 

18. Yaklasan gün hususunda onlari uyar! Çünkü o onda dehset içinde yutkunurken yürekleri agizlarina gelmistir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir sefaatçisi vardir. 

19. Allah, gözlerin hain bakisini ve kalplerin gizledigini bilir. 

20. Allah, adaletle hükmeder. O'nu birakip taptiklari ise, hiçbir seye hükmedemezler. Süphesiz Allah, hakkiyla isiten ve görendir. 

21. Onlar, yeryüzünde gezip dolasmadilar mi ki, kendilerinden öncekilerin âkibetinin nasil oldugunu görsünler! Onlar, kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden bunlardan daha da üstündüler. Böyleyken Allah onlari günahlari yüzünden yakaladi. Onlari Allah'in gazabindan koruyan da olmadi. 

22. Bunun sebebi, peygamberleri kendilerine apaçik mucizeler getirdikleri halde, inkâr etmeleri idi. Allah da kendilerini tutup yakalayiverdi. Dogrusu O, kuvvetlidir; azabi da pek çetindir. 

23. Andolsun ki biz Musa'yi mucizelerimiz ve apaçik hüccetle, gönderdik. 

24. Firavun'a,Hâmân'a ve Karun'a da onlar: "Bu, çok yalanci bir sihirbazdir! "dediler. 

25. Iste o (Musa), tarafimizdan kendilerine hakki getirince: Onunla beraber iman edenlerin ogullarini öldürün, kadinlari sag birakin! dediler. Ama kâfirlerin tuzagi elbette bosa çikar. 

26. Firavun: Birakin beni, dedi. Musa'yi öldüreyim; (Kurtarabilirse) Rabbine yalvarsin! Çünkü ben onun, dininizi degistireceginden, yahut yeryüzünde fesat çikaracagindan korkuyorum. 

27. Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sigindim, dedi. 

28. Firavun ailesinden olup, imanini gizleyen bir mümin adam söyle dedi: Siz bir adami "Rabbim Allah'tir" diyor diye öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçik mucizeler getirmistir. Eger o yalanci ise yalani kendisinedir. Eger dogru söylüyorsa sizi tehdit ettiginin (azâbin), bir kismi olsun gelip size çatar. Süphesiz Allah, haddi asan, yalanci kimseyi dogru yola eristirmez. 

29. Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne hakim kimseler olarak hükümranlik sizindir. Ama Allah'in azabi bize gelip çatarsa, kim bize yardim eder? Firavun: Ben size kendi görüsümü söylüyorum ve yine size ancak dogru yolu gösteriyorum dedi. 

30. Iman etmis olan dedi ki : "Ey kavmim! Dogrusu ben ben üzerinize önceki topluluklarin günü gibi, bir günün gelmesinden korkuyorum." 

31. "Nuh kavminin, Âd, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, Allah, kullarina bir zulüm dileyecek degildir." 

32. "Ey kavmim! Gerçekten sizin için o bagrisip çagrisma gününden, korkuyorum. 

33. "O gün arkaniza dönüp kaçacaksiniz.Fakat sizi Allah'tan (O'nun azabindan) kurtaracak kimse yoktur. Allah kimi saptirirsa, artik onu dogru yola iletecek de yoktur." 

34. Andolsun ki, (Musa'dan) önce Yusuf da size açik deliller getirmisti ve onun size getirdigi seyler hakkinda süphe edip durmustunuz. Nihayet o vefat edince "Allah ondan sonra peygamber göndermez" dediniz. Iste Allah o asiri giden süphecileri böyle saptirir. 

35. Kendilerine gelmis hiçbir delil olmadigi halde Allah'in âyetleri hakkinda mücadele edenler gerek Allah yaninda, gerekse iman edenler yaninda büyük bir nefretle karsilanir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanin kalbini iste böyle mühürler. 

36. Firavun:" Ey Hâmân, bana yüksek bir kule yap; belki yollara erisirim." 

37."Göklerin yollarina erisirim de Musa'nin Tanrisi'ni görürüm! Dogrusu ben onu, yalanci saniyorum, dedi. Böylece Firavun'a, yaptigi kötü is süslü gösterildi ve yoldan saptirildi. Firavun'un tuzagi tamamen bosa çikti. 

38. O iman eden kimse: Ey kavmim! dedi, siz bana uyun, sizi dogru yola götürecegim. 

39. Ey kavmim! Süphesiz bu dünya hayati, geçici bir eglencedir. Ama ahiret, gerçekten kalinacak yurttur. 

40. Kim bir kötülük islerse, onun kadar ceza görür. Kim de kadin veya erkek, mümin olarak faydali bir is yaparsa iste onlar, cennete girecekler, orada onlara hesapsiz rizik verilecektir. 

41. Ey kavmim! Nedir bu hal? Ben sizi kurtulusa çagiriyorum, siz beni atese çagiriyorsunuz. 

42. Siz beni, Allah'i inkâr etmeye ve hiç tanimadigim nesneleri O'na ortak kosmaya çagiriyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bagislayan Allah'a davet ediyorum. 

43. Gerçek su ki, sizin beni davet ettiginiz seyin dünyada da ahirette de davete deger bir tarafi yoktur. Dönüsümüz Allah'adir, asiri gidenler de ates ehlinin kendileridir. 

44. Size söylediklerimi yakinda hatirlayacaksiniz. Ben isimi Allah'a havale ediyorum. Süphesiz Allah, kullarini çok iyi görendir. 

45. Nihayet Allah, onlarin kurduklari tuzaklarin kötülüklerinden bu zati korudu, Firavun'un kavmini ise kötü azap kusativerdi. 

46. Onlar sabah aksam o atese sokulurlar. Kiyametin kopacagi gün de: Firavun ailesini azabin en çetinine sokun (denilecek)! 

47. (Kâfirler) atesin içinde birbirleriyle çekisirlerken zayif olanlar, o büyüklük taslayanlara: Biz size uymustuk. Simdi atesin birazini bizden savabilir misiniz? derler. 

48. O büyüklük taslayanlar ise: Dogrusu hepimiz bunun içindeyiz. Süphe yok ki Allah kullari arasinda verecegi hükmü verdi, derler. 

49. Ateste bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabi hafifletsin! diyecekler. 

50. (Bekçiler:) Size peygamberleriniz açik açik deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabini verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarin, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarmasi bosunadir. 

51. Süphesiz peygamberlerimize ve iman edenlere, hem dünya hayatinda, hem sahitlerin sahitlik edecekleri günde yardim ederiz. 

52. O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda saglamaz. Artik lânet de onlarindir, kötü yurt da onlarindir! 

53. Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve Israilogullarina, o Kitab'i miras biraktik. 

54.O, akil sahipleri için bir ögüt ve dogruluk rehberidir. 

55. (Resûlüm!) Simdi sen sabret. Çünkü Allah'in vâdi gerçektir. Günahinin bagislanmasini iste. Aksam-sabah Rabbini hamd ile tesbîh et. 

56. Kendilerine gelmis kesin bir delil olmaksizin, Allah'in âyetleri hakkinda münakasa edenler var ya, hiç süphe yok ki, onlarin kalplerinde, asla yetisemeyecekleri bir büyüklük hevesinden baska bir sey yoktur. Sen Allah'a sigin. Kuskusuz O, isiten ve görendir. 

57. Elbette göklerin ve yerin yaratilmasi, insanlarin yaratilmasindan daha büyük bir seydir. Fakat insanlarin çogu bilmezler. 

58. Körle gören, inanip iyi amellerde bulunanla kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düsünüyorsunuz! 

59. Kiyamet günü mutlaka gelecektir, bunda hiç süphe yoktur. Fakat insanlarin çogu buna inanmazlar. 

60. Rabbiniz söyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti birakip büyüklük taslayanlar asagilanarak cehenneme gireceklerdir. 

61. Içinde dinlenesiniz diye geceyi, görmeniz için de gündüzü yaratan Allah'tir. Süphesiz Allah, insanlara karsi lütufkârdir. Fakat insanlarin çogu sükretmezler. 

62. Iste O, her seyin yaraticisi olan Rabbiniz Allah'dir. O'ndan baska tanri yoktur. O halde nasil olup da döndürülüyorsunuz! 

63. Allah'in âyetlerini inatla inkâr edenler iste (haktan) böyle döndürülür. 

64. Yeri sizin için yerlesim alani, gögü de bir bina kilan, size sekil verip de seklinizi güzel yapan ve sizi temiz besinlerle riziklandiran Allah'tir. Iste Allah, sizin Rabbinizdir. Alemlerin Rabbi Allah, yücelerden yücedir. 

65. O daima diridir; O'ndan baska hiçbir tanri yoktur. O halde dinde ihlâsli ve samimi kisiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 

66. (Resûlüm)! De ki: Bana Rabbimden apaçik deliller gelince, sizin Allah'i birakip o taptiklariniza kulluk etmem bana yasaklandi ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi. 

67. Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (asilanmis yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çikaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çaga erismeniz, sonra da ihtiyarlamaniz -ki içinizden daha önce vefat edenler de vardir- ve belli bir vakte ulasmaniz için sizi yasatan O'dur. Umulur ki düsünürsünüz. 

68. O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir isin olmasini diledigi zaman yalniz "Ol!" der, o da oluverir. 

69. Allah'in âyetleri hakkinda tartisanlara bakmadin mi? Nasil döndürülüyorlar (onu tasdike yanasmiyorlar)! 

70. Onlar, Kitab'i ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardir. Onlar yakinda (gerçegi) anlayacaklar! 

71. O zaman boyunlarinda demir halkalar ve zincirler oldugu halde, sürüklenecekler, 

72. Kaynar suda,sonra da ateste yakilacaklardir. 

73. Sonra onlara: Allah'i birakip da kostugunuz ortaklar nerededir? denilecek. 

74. O Allah'tan baska (taptiklariniz). Onlar da:"Bizden uzaklastilar, zaten biz önceleri hiçbir seye tapmiyorduk", diyecekler.Iste Allah kâfirleri böyle sasirtir. 

75. Bu, sizin yeryüzünde haksiz olarak simarmanizdan ve asiri derecede sevinip böbürlenmenizden ötürüdür. 

76. Içinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapilarindan girin! Kibirlenenlerin dönüp gidecekleri yer ne çirkindir! 

77. Onun için (Resûlüm), sen sabret! Süphesiz Allah'in vâdi gerçektir. Onlara söz verdigimiz azabin bir kismini ya sana gösteririz, yahut seni daha önce vefat ettiririz. Nasil olsa onlar bize döneceklerdir. 

78. Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kissalarini anlattigimiz kimseler de var, durumlarini sana bildirmedigimiz kimseler de var. Hiçbir peygamber Allah'in izni olmaksizin herhangi bir âyeti kendiliginden getiremez. Allah'in emri gelince de hak uygulanir ve o zaman bâtili seçenler hüsrana ugrayacaklardir. 

79. Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanlari yaratandir. 

80. Onlarda sizin için daha nice faydalar vardir. Gönüllerinizdeki bir arzuya, onlara binerek ulasirsiniz. Onlarin ve gemilerin üstünde tasinirsiniz. 

81. Allah size âyetlerini gösteriyor. Simdi, Allah'in âyetlerinden hangisini inkâr edersiniz? 

82. Onlar yeryüzünde gezip dolasmadilar mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmustur, görsünler! Öncekiler bunlardan daha çoktu, kuvvetçe ve yeryüzündeki eserleri bakimindan da daha saglam idiler. Fakat kazandiklari seyler onlara asla fayda vermemistir. 

83. Peygamberleri onlara apaçik bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (beseri) bilgiye güvendiler (onu alaya aldilar). Alaya aldiklari sey kendilerini boguverdi. 

84. Artik o çetin azabimizi gördükleri zaman: Allah'a inandik ve O'na ortak kostugumuz seyleri inkâr ettik, derler. 

85. Fakat azabimizi gördükleri zaman imanlari kendilerine bir fayda vermeyecektir. Allah'in kullari hakkinda süregelen âdeti budur. Iste o zaman kâfirler hüsrana ugrayacaklardir. 


41-FUSSILET


Adini, 3. âyette geçen "fussilet" kelimesinden almistir. Secde, Hâ, Mîm ve Mesâbih adlari ile de anilan bu sûre, Mekke'de inmistir. 54 (ellidört) âyettir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla. 


1. Hâ. Mîm. 

2. (Kur'an) rahmân ve rahîm olan Allah katindan indirilmistir. 

3. (Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açiklanmis bir kitaptir. 

4. Bu kitap müjdeleyici ve uyaricidir. Fakat onlarin çogu yüz çevirdi. Artik dinlemezler. 

5. Ve dediler ki: Bizi çagirdigin seye karsi kalplerimiz kapalidir. Kulaklarimizda da bir agirlik vardir. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadir. Onun için sen (istedigini) yap, biz de yapmaktayiz! 

6. De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanim. Bana ilâhinizin bir tek Ilâh oldugu vahy olunuyor. Artik O'na yönelin, O'ndan magfiret dileyin. Ortak kosanlarin vay haline! 

7. Onlar zekâti vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardir. 

8. Süphesiz iman edip iyi is yapanlar için tükenmeyen bir mükâfat vardir. 

9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratani inkâr edip O'na ortaklar mi kosuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir. 

10. O, yeryüzüne sabit daglar yerlestirdi. Orada bereketler yaratti ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gidalar takdir etti. 

11. Sonra duman halinde olan göge yöneldi, ona ve yerküreye: Isteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. Ikisi de "Isteyerek geldik" dediler. 

12. Böylece onlari, iki günde yedi gök olarak yaratti ve her göge görevini vahyetti. Ve biz, yakin semâyi kandillerle donattik, bozulmaktan da koruduk. Iste bu, azîz, alîm Allah'in takdiridir. 

13 Eger onlar yüz çevirirlerse de ki: Iste sizi Ad ve Semûd'un basina gelen kasirgaya benzer bir kasirgaya karsi uyariyorum! 

14. Peygamberler onlara: Önlerinden ve arkalarindan gelerek Allah'tan baskasina kulluk etmeyin, dedikleri zaman, "Rabbimiz dileseydi elbette melekler indirirdi. Onun için biz sizinle gönderilen seyleri inkâr ediyoruz" demislerdi. 

15. Ad kavmine gelince, yeryüzünde haksiz yere büyüklük tasladilar ve: Bizden daha kuvvetli kim var? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'in, onlardan daha kuvvetli oldugunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi (mucizelerimizi) inkâr ediyorlardi. 

16. Bundan dolayi biz de onlara dünya hayatinda zillet azâbini tattirmak için o ugursuz günlerde soguk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabi elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardim da edilmez. 

17. Semûd'a gelince onlara dogru yolu gösterdik, ama onlar körlügü dogru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta olduklari kötülükler yüzünden alçaltici azabin yildirimi onlari çarpti. 

18. Inananlari kurtardik. Onlar (Allah'tan) korkuyorlardi. 

19. Allah'in düsmanlari, atese sürülmek üzere toplandiklari gün, hepsi bir araya getirilirler. 

20. Nihayet oraya geldikleri zaman kulaklari, gözleri ve derileri, isledikleri seye karsi onlarin aleyhine sahitlik edecektir. 

21. Derilerine: Niçin aleyhimize sahitlik ettiniz? derler. Onlar da: Her seyi konusturan Allah, bizi de konusturdu. Ilk defa sizi o yaratmistir. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler. 

22. Siz ne kulaklarinizin, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize sahitlik etmesinden sakinmiyordunuz, yaptiklarinizdan çogunu Allah'in bilmeyecegini saniyordunuz. 

23. Rabbiniz hakkinda beslediginiz zan var ya, iste sizi o mahvetti ve ziyana ugrayanlardan oldunuz. 

24. Simdi eger dayanabilirlerse, onlarin yeri atestir. Ve eger (tekrar dünyaya dönüp Allah'i) hosnut etmek isterlerse, memnun edilecek degillerdir. 

25. Biz onlara birtakim arkadaslar musallat ettik de onlar önlerinde ve arkalarinda ne varsa hepsini bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önce gelip geçmis olan cinler ve insanlar için (uygulanan) azap onlara da gerekli olmustur. Kuskusuz onlar hüsrana düsenlerdi. 

26. Inkâr edenler: Bu Kur'an'i dinlemeyin, okunurken gürültü yapin. Umulur ki bastirirsiniz, dediler. 

27. O inkâr edenlere siddetli bir azabi tattiracagiz ve onlari yaptiklarinin en kötüsüyle cezalandiracagiz. 

28. Iste bu, Allah düsmanlarinin cezasi, atestir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayi, orada onlara ceza olarak ebedî kalacaklari yurt (cehennem) vardir. 

29. Kâfirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptiranlari bize göster de asagilanmislardan olsunlar diye onlari ayaklarimizin altina alalim! diyecekler. 

30. Süphesiz, Rabbimiz Allah'tir deyip, sonra dosdogru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayin, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! derler. 

31. Biz dünya hayatinda da, ahirette de sizin dostlariniziz.Orada sizin için canlarinizin çektigi her sey var ve istediginiz her sey orada sizin için hazirdir. 

32.Gafûr ve rahîm olan Allah'in ikrami olarak. 

33. (Insanlari) Allah'a çagiran, iyi is yapan ve "Ben müslümanlardanim" diyenden kimin sözü daha güzeldir? 

34. Iyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülügü) en güzel bir sekilde önle. O zaman seninle arasinda düsmanlik bulunan kimse, sanki candan bir dost olur. 

35. Buna (bu güzel davranisa) ancak sabredenler kavusturulur; buna ancak (hayirdan) büyük nasibi olan kimse kavusturulur. 

36. Eger seytandan gelen kötü bir düsünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sigin. Çünkü O, isiten, bilendir. 

37. Gece ve gündüz, günes ve ay O'nun âyetlerindendir. Eger Allah'a ibadet etmek istiyorsaniz, günese de aya da secde etmeyin. Onlari yaratan Allah'a secde edin! 

38. Eger insanlar büyüklük taslarlarsa (bilsinler ki) Rabbinin yaninda bulunan (melekler) hiç usanmadan, gece gündüz O'nu tesbih ederler. 

39. Senin yeryüzünü kupkuru görmen de Allah'in âyetlerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdigimiz zaman, harekete geçip kabarir. Ona can veren, elbette ölüleri de diriltir. O, her seye kadirdir. 

40. Åyetlerimiz hakkinda dogruluktan ayrilip egrilige sapanlar bize gizli kalmaz. O halde, atesin içine atilan mi daha iyidir, yoksa kiyamet günü güvenle gelen mi? Dilediginizi yapin! Kuskusuz O, yaptiklarinizi görmektedir. 

41. Kendilerine Kitap geldiginde onu inkâr edenler (süphesiz bunun sonucuna katlanacaklardir). Halbuki o, essiz bir kitaptir. 

42. Ona önünden de ardindan da bâtil gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmistir. 

43. (Resûlüm!) Sana söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmis olandan baska bir sey degildir. Elbette ki senin Rabbin, hem magfiret sahibi hem de aci bir azap sahibidir. 

44. Eger biz onu, yabanci dilden bir Kur'an kilsaydik, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatli sekilde açiklanmali degil miydi? Arab'a yabanci dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için dogru yolu gösteren bir kilavuzdur ve sifadir. Inanmayanlara gelince, onlarin kulaklarinda bir agirlik vardir ve Kur'an onlara kapalidir. (Sanki) onlara uzak bir yerden bagiriliyor (da Kur'an'da ne söylendigini anlamiyorlar.) 

45. Andolsun biz Musa'ya Kitab'i verdik, onda da ayriliga düsüldü. Eger Rabbinden bir söz geçmis olmasaydi, aralarinda derhal hükmedilirdi (isleri bitirilirdi). Onlar Kur'an hakkinda derin bir süphe içindedirler. 

46. Kim iyi bir is yaparsa, bu kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabbin kullara zulmedici degildir. 

47. Kiyamet gününün bilgisi, O'na havale edilir. O'nun bilgisi disinda hiçbir meyve (çekirdegi) kabugunu yarip çikamaz, hiçbir disi gebe kalmaz ve dogurmaz. Allah onlara: Ortaklarim nerede! diye seslendigi gün: Buna dair bizden hiçbir sahit olmadigini sana arzederiz, derler. 

48. Böylece önceden yalvarip durduklari onlardan uzaklasmistir. Kendilerinin kaçacak yerleri olmadigini anlamislardir. 

49. Insan hayir istemekten usanmaz. Fakat kendisine bir kötülük dokunursa hemen ümitsizlige düser, üzülüverir. 

50. Andolsun ki, kendisine dokunan bir zarardan sonra biz ona bir rahmet tattirirsak: Bu, benim hakkimdir, kiyametin kopacagini sanmiyorum, Rabbime döndürülmüs olsam bile muhakkak O'nun katinda benim için daha güzel seyler vardir, der. Biz, inkâr edenlere yaptiklarini mutlaka haber verecegiz ve muhakkak onlara agir azaptan tattiracagiz. 

51. Insana bir nimet verdigimiz zaman (bizden) yüz çevirir ve yan çizer. Fakat ona bir ser dokundugu zaman da yalvarip durur. 

52. De ki: Ne dersiniz, eger o (Kur'an), Allah tarafindan ise siz de onu inkâr etmisseniz o zaman (haktan) uzak bir aynliga düsenden daha sapik kim vardir? 

53. Insanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi gösterecegiz ki onun (Kur'an'in) gerçek oldugu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her seye sahit olmasi, yetmez mi? 

54. Dikkat edin; onlar, Rablerine kavusma konusunda süphe içindedirler. Bilesiniz ki O, her seyi (ilmiyle) kusatmistir.