72-el-CINN

Mekke'de nâzil olmustur: 28 (yirmisekiz) âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatildigindan, sûre bu ismi almistir. Hz. Peygamber, amcasi Ebu Talip ve esi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmis, orada çirkin davranislarla karsilasmisti. Bu siralarda Kureys müsrikleri de müslümanlara karsi düsmanliklarini iyice arttirmis bulunuyorlardi. iste Tâif dönüsünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalniz insanlarin degil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarini bildiriyor, Islâm'in muzafferiyetini müjdeliyordu.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

l. (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir toplulugun (benim okudugum Kur'an'i) dinleyip de söyle söyledikleri bana vahyolunmustur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik . 

2. Dogru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artik) kimseyi Rabbimize asla ortak kosmayacagiz. 

3. Hakikat su ki, Rabbimizin sâni çok yücedir. O, ne es ne de çocuk edinmistir. 

4. Dogrusu bizim beyinsiz olanimiz (iblis veya azgin cinler), Allah hakkinda pekasiri yalanlar uyduruyormus. 

5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkinda asla yalan söylemezler, sanmistik. 

6. Su da gerçek ki, insanlardan bazi kimseler, cinlerden bazi kimselere siginirlardi da, onlarin taskinliklarini arttirirlardi. 

7. Onlar da sizin sandiginiz gibi, Allah'in hiç kimseyi tekrar diriltmeyecegini sanmislardi. 

8. Dogrusu biz (cinler), gögü yokladik, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmus bulduk. 

9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazi kisimlarinda (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat simdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor. 

10. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayir mi diledi? 

11. Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kisiler, kimimiz ise bunlardan asagida olmak üzere- türlü türlü yollar tutmustuk. 

12. (Artik) su gerçegi süphesiz anladik ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'i âciz birakamayacagiz, baska yere kaçmakla da elinden kurtulamayacagiz. 

13. Dogrusu biz, o hidayeti (Kur'an'i) isitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artik ne bir (ecrinin) eksiklige ugratilmasindan ne de haksizlik edilmesinden korkar. 

14. Içimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, dogru yolu arayanlardir. 

15. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuslardir. 

16. Sayet dogru yolda gitselerdi,onlara bol su verirdik. 

17.Bu hususta kendilerini denememiz için , Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba ugratir. 

18. Mescidler süphesiz Allah'indir. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayin (ve kulluk etmeyin). 

19. Allah'in kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkinca, neredeyse onun etrafinda keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi. 

20. (Resûlüm!) De ki: Ben ancak Rabbime yalvaririm ve O'na kimseyi ortak kosmam. 

21. De ki: Dogrusu ben (kendi basima) size ne zarar verme ne de fayda saglama gücüne sahibim. 

22. De ki: Gerçekten (bana bir kötülük dilerse) Allah'a karsi beni kimse himaye edemez, O'ndan baska siginacak kimse de bulamam. 

23. (Benim yaptigim) ancak Allah katindan olani, O'nun gönderdiklerini tebligdir. Artik kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacaklari cehennem atesi vardir. 

24. Sonunda, tehdit edilip durduklarini (azabi, kiyameti) gördükleri zaman, kim yardimci olma bakimindan daha güçsüz ve sayica daha az imis, bileceklerdir. 

25. De ki: Tehdit edilegeldiginiz (azap), yakin midir, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem. 

26. O bütün görülmeyenleri bilir. Sirlarina kimseyi muttali kilmaz; 

27. Ancak, (bildirmeyi) diledigi peygamber bunun disindadir. Çünkü O, bunun önünden ve ardindan gözcüler salar, 

28. Ki böylece onlarin (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkiyla teblig ettiklerini bilsin. (Allah) onlarin nezdinde olup bitenleri çepeçevre kusatmis ve her seyi bir bir saymistir (kaydetmistir).

73-el-MÜZZEMMIL

Mekke'de nâzil olmustur; 10, 11 ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil oldugu rivayet edilmistir. 20 (yirmi) âyettir. Sûre, adini, ilk âyetindeki "el-müzzemmil" kelimesinden almistir. "Müzemmil" örtünüp bürünen demektir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.


1. Ey örtünüp bürünen (Resûlüm)! 

2. Birazi hariç, geceleri kalk namaz kil. 

3. (Gecenin) yarisini (kil). Yahut bunu biraz azalt. 

4. Ya da bunu çogalt ve Kur'an'i tane tane oku. 

5. Dogrusu biz sana (tasimasi) agir bir söz vahyedecegiz. 

6. Süphesiz gece kalkisi, (kalp ve uzuvlar arasinda) tam bir uyuma ve saglam bir kiraata daha elverislidir. 

7. Zira gündüz vakti, sana uzun bir mesguliyet var. 

8. Rabbinin adini an. Bütün varliginla O'na yönel. 

9. O, dogunun da batinin da Rabbidir. O'ndan baska ilâh yoktur. Öyleyse yalniz O'nun himayesine sigin. 

10. Onlarin (müsriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayril. 

11. Nimet içinde yüzen o yalancilari bana birak ve onlara biraz mühlet ver. 

12. Hiç süphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazirlanmis) boyunduruklar, yakici bir ates, var. 

13.Bogazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var. 

14. O gün (kiyamet günü) yeryüzü ve daglar sarsilir; daglar çöküntü ile akip giden kum yiginina döner. 

15. Nasil Firavun'a bir elçi göndermis idiysek dogrusu size de, hakkinizda sahitlik edecek bir peygamber gönderdik. 

16. Ama Firavun o peygambere karsi gelmis, biz de onu agir ve çetin bir sekilde muaheze etmistik. 

17. Peki inkâr ederseniz, çocuklari ak saçli ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasil koruyabileceksiniz? 

18. Gökyüzü bile onunla (o günün dehsetiyle) yarilacaktir. Allah'in vâdi mutlaka yerine gelir. 

19. Iste bu (anlatilanlar), süphesiz bir ögüttür. Artik kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar. 

20. (Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakin kismini, (bazen) yarisini, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdigini ve beraberinde bulunanlardan bir toplulugun da (böyle yaptigini) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tir. O sizin, bunu sayamayacaginizi bildigi için, sizi bagisladi. Artik, Kur'an'dan kolayiniza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kisminiz Allah'in lütfundan (rizik) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diger bir kisminiz da Allah yolunda çarpisacaklardir. O halde Kur'an'dan kolayiniza geleni okuyun. Namazi kilin, zekâti verin, Allah'a gönül hosluguyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazirlarsaniz Allah katinda onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan magfiret dileyin, süphesiz Allah çok bagislayici, çok esirgeyicidir.

74-el-MÜDDESSIR

Mekke'de nâzil olmustur; 56 (ellialti) âyettir. Sûre, adini ilk âyetindeki "el-müddessir" kelimesinden almistir. "Müddessir", örtüsüne bürünen, sarinan demektir. Hz. Peygamber'e hitap eden ilk âyet, Müzzemmil sûresinden önce nâzil olmustur.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.


1. Ey bürünüp sarinan (Resûlüm)! 

2. Kalk, ve (insanlari) uyar. 

3. Sadece Rabbini büyük tani. 

4. Elbiseni tertemiz tut. 

5. Kötü seyleri terket. 

6. Yaptigin iyiligi çok görerek basa kakma. 

7. Rabbinin rizasina ermek için sabret. 

8. O Sûr'a üfürüldügü zaman var ya, 

9. Iste o gün zorlu bir gündür. 

10. Kâfirler için (hiç de) kolay degildir. 

11. Tek olarak yarattigim, kimseyi bana birak, 

12. Kendisine genis servet verdim, 

13. Göz önünde duran ogullar (verdim), 

14.Kendisine bir döseyis dösedim. 

15. Üstelik o (nimetlerimi) daha da arttirmami umuyor. 

16. Asla (ummasin)! Çünkü o, bizim âyetlerimize karsi alabildigine inatçidir. 

17. Ben onu sarp bir yokusa sardiracagim! 

18. Zira o, düsündü tasindi, ölçtü biçti. 

19. Cani çikasica, ne biçim ölçtü biçti! 

20. Sonra, cani çikasica tekrar (ölçtü biçti); nasil ölçtü biçtiyse! 

21. Sonra bakti. 

22. Sonra kaslarini çatti, suratini asti. 

23. En sonunda, kibirini yenemeyip sirt çevirdi. 

24. "Bu (Kur'an) dedi, olsa olsa (sihirbazlardan ögrenilip) nakledilen bir sihirdir." 

25. Bu, insan sözünden baska bir sey degil." 

26. Ben onu sekara (cehenneme) sokacagim. 

27. Sen biliyor musun sekar nedir? 

28. Hem (bütün bedeni helâk eder, hiçbir sey) birakmaz, hem (eski hale getirip tekrar azap etmekten) vazgeçmez o. 

29. Insanin derisini kavurur. 

30. Üzerinde ondokuz (muhafiz melek) vardir. 

31. Biz cehennemin islerine bakmakla ancak melekleri görevlendirmisizdir. Onlarin sayisini da inkârcilar için sadece bir imtihan (vesilesi) yaptik ki, böylelikle, kendilerine kitap verilenler iyiden iyiye ögrensin, iman edenlerin imanini atrttirsin; hem kendilerine kitap verilenler hem müminler süpheye düsmesinler, kalplerinde hastalik bulunanlar ve kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istemistir ki?" desinler. Iste Allah böylece, diledigini sapiklikta birakir, diledigini dogru yola eristirir. Rabbinin ordularini, kendisinden baskasi bilmez. Bu ise, insanlik için ancak bir ögüttür. 

32. Hayir hayir (ögüt almazlar). Aya andolsun ki, 

33. Dönüp gitmekte olan geceye, 

34. Agarmakta olan sabaha andolsun ki, 

35. O (cehennem), büyük musibetlerden biridir. 

36. Insanlik için, uyaricidir. 

37. Sizden ileri gitmek ya da geri kalmak isteyen kimseler için (uyaricidir) . 

38. Her nefis, kazandigina karsilik bir rehindir; 

39. Ancak sagdakiler baska. 

40. Onlar cennetler içinde sorarlar. 

41. Günahkârlarin durumunu: 

42. "Sizi su yakici atese sokan nedir?" diye 

43. Onlar söyle cevap verirler: Biz namaz kilanlardan degildik, 

44. Yoksulu doyurmuyorduk, 

45. (Bâtila) dalanlarla birlikte daliyorduk, 

46. Ceza gününü de yalan sayiyorduk, 

47. Sonunda bize ölüm geldi çatti. 

48. Artik sefaatçilerin sefaati onlara fayda vermez. 

49. Böyle iken onlara ne oluyor ki, ögütten yüz çeviriyorlar? 

50. Kaçan yaban esekleri gibi, 

51. Âdeta arslandan ürkmüs. 

52. Daha dogrusu onlardan her biri, kendisine, (önünde) açilmis sahifeler (ilâhî vahiy) verilmesini istiyor. 

53. Hayir! Aslinda onlar ahiretten korkmuyorlar. 

54. Asla (düsündükleri gibi degil)! Bilsinler ki bu, gerçekten bir ikazdir! 

55. Dileyen ondan (düsünüp) ögüt alir. 

56. Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar ögüt alamazlar. Sakinilmaya lâyik olan da O'dur, magfiret sahibi de O'dur.

75-el-KIYÂME


Mekke'de nâzil olan bu sûre, 40 (kirk) âyettir. Adini, ilk âyetinde geçen "el-kiyâme" kelimesinden almistir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.



1. Kiyamet gününe yemin ederim. 

2. Kendini kinayan (pismanlik duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz). 

3. Insan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacagimizi mi sanir? 

4. Evet, bizim, onun parmak uçlarini bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. 

5. Fakat insan önündekini (kiyameti) yalanlamak ister. 

6. "Kiyamet günü ne zamanmis?" diye sorar. 

7. Iste, göz kamastigi, 

8.Ay tutuldugu, 

9.Günesle ay biraraya getirildigi zaman! 

10. O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir. 

11. Hayir, hayir! (Kaçip) siginacak yer yoktur! 

12. O gün varip durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur. 

13. O gün insana, ileri götürdügü ve geri biraktigi ne varsa bildirilir. 

14. Artik insan, kendi kendinin sahididir. 

15. Isterse özürlerini sayip döksün. 

16. (Resûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kimildatma. 

17. Süphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerlestirmek) ve onu okutmak bize aittir. 

18. O halde, biz onu okudugumuz zaman, sen onun okunusunu takip et. 

19. Sonra süphen olmasinki, onu açiklamak da bize aittir. 

20. Hayir! Dogrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatini ve nimetlerini) seviyorsunuz da, 

21. Ahireti birakiyorsunuz. 

22. Yüzler vardir ki, o gün isil isil parildayacaktir. 

23. Rablerine bakacaklardir (O'nu göreceklerdir). 

24. Yüzler de vardir ki, o gün burusacaktir; 

25. Kendilerinin, bel kemiklerini kiran bir felâkete ugratilacagini sezeceklerdir. 

26. Artik gözünüzü açin! Ne zaman ki can köprücük kemigine dayanir, 

27. "Tedavi edebilecek kimdir?" denir. 

28. (Can çekisen) bunun gerçek bir ayrilis oldugunu anlar. 

29. Ve bacak bacaga dolasir. 

30. Iste o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur. 

31. Iste o, (Peygamber'in getirdigini) dogru kabul etmemis, namaz da kilmamisti. 

32. Aksine yalan saymis ve yüz çevirmisti. 

33. Sonra da çalim sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarina) gitmisti. 

34. Lâyiktir (o azap) sana, lâyik! 

35. Evet, lâyiktir sana (o azap) lâyik! 

36. Insan, kendisinin basibos birakilacagini mi sanir! 

37. O, (döl yatagina) akitilan meninin içinden bir nutfe (sperm) degil miydi? 

38. Sonra bu, alaka (asilanmis yumurta) olmus, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratip sekillendirmisti. 

39. Ondan da iki esi, yani erkek ve disiyi var etmisti. 

40. Peki (bunlari yapan) Allah'in, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?

76-el-INSÂN




Mekke'de veya Medine'de nâzil olduguna dair rivayetler vardir; 31 (otuzbir) âyettir. Adini ilk âyetinde geçen "el-insân" kelimesinden almistir. "Hel etâke", "ed-Dehr", "el-Ebrâr" ve "el-Emsâc" isimleri ile de anilir.



Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Insanin üzerinden, henüz kendisinin anilan bir sey olmadigi uzun bir süre geçmedi mi? 

2. Gerçek su ki, biz insani katisik bir nutfeden (erkek ve kadinin dölünden) yarattik; onu imtihan edelim diye, kendisini isitir ve görür kildik. 

3. Süphesiz biz ona (dogru) yolu gösterdik. Ister sükredici olsun ister nankör. 

4. Dogrusu biz, kâfirler için zincirler; demir halkalar ve alevli bir ates hazirladik. 

5. Iyiler ise, kâfûr katilmis bir kadehten (cennet sarabi) içerler. 

6. (Bu,) Allah'in has kullarinin içtikleri ve akittikça akittiklari bir pinardir. 

7. O kullar, siddeti her yere yayilmis olan bir günden korkarak verdikleri sözü yerine getirirler. 

8. Onlar, kendi canlari çekmesine ragmen yemegi yoksula, yetime ve esire yedirirler. 

9. "Biz sizi Allah rizasi için doyuruyoruz; sizden ne bir karsilik ne de bir tesekkür bekliyoruz." 

10. "Biz, çetin ve belâli bir günde Rabbimizden (O'nun azabina ugramaktan) korkariz" (derler). 

11. Iste bu yüzden Allah onlari o günün fenaligindan esirger; (yüzlerine) parlaklik, (gönüllerine) sevinç verir. 

12. Sabretmelerine karsilik onlara cenneti ve (cennetteki) ipekleri lütfeder. 

13. Orada koltuklara kurulmus olarak bulunurlar; ne yakici sicak görülür orada, ne de dondurucu soguk. 

14. (Cennet agaçlarinin) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparilabilen meyveleri istifadelerine sunulur. 

15. Yanlarinda gümüsten kaplar ve billûr kupalar dolastirilir. 

16. Gümüsten öyle kadehler ki onlari istedikleri ölçüde tayin ve takdir etmislerdir. 

17. Onlara orada bir kâseden içirilir ki (bu sarabin) karisiminda zencefil vardir. 

18. (Bu sarap) orada bir pinardandir ki adina Selsebîl denir. 

19. O insanlarin etrafinda öyle ölümsüz genç nedîmler dolasir ki, onlari gördügünde, etrafa saçilip dagilmis inciler sanirsin. 

20. Ne yana bakarsan bak, (yiginla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. 

21. Üzerlerinde yesil ipekten ince ve kalin elbiseler vardir; gümüs bilezikler takinmislardir. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir. 

22. (Onlara söyle denir:) Bu, sizin için bir mükâfattir. Sizin gayretiniz karsiligini bulmustur. 

23. (Resûlüm!) Kur'an'i sana biz, evet biz indirdik. 

24. Artik Rabbinin hükmüne (boyun egip) sabret; onlardan hiçbir günahkâra, yahut hiçbir nanköre boyun egme. 

25.Sabah aksam Rabbinin ismini yâdet. 

26. Gecenin bir kisminda O'na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O'nu tesbih et. 

27. Su insanlar, çarçabuk geçen dünyayi seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar. 

28. Onlari biz yarattik; onlarin yaratilisini sapasaglam yaptik. Diledigimizde (kendilerini yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz. 

29. Süphesiz ki bu bir ögüttür. Airtik dileyen Rabbine bir yol tutar. 

30. Sizler ancak Rabbinizin dilemesi (izin vermesi) sayesinde (bir seyi) dileyebilirsiniz. Süphesiz Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir. 

31. O, diledigini rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar için elem verici bir azap hazirlamistir.

77-el-MÜRSELÂT


Mekke'de inmistir. 50 (elli) âyettir. "Gönderilenler" anlamina gelen "el-mürselât" kelimesi ile basladigi için sûre bu adi almistir. Müfessirler, "gönderilenler"den maksadin, âlemin idaresi ile görevli bir kisim melekler veya rüzgârlar, yahut peygamberler, yahut da Kur'an âyetleri olabilecegini belirtmislerdir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.



l. Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri pesinden gönderilenlere; 

2. Siddetle eserek (zararlilari) savurup atanlara; 

3. (Hakikat ve hayirlari) yaydikça yayanlara; 

4. (Hak ile batili) birbirinden iyice ayiranlara; 

5. Ögüt telkin edenlere; 

6. (Allah'a yönelenleri) aritmak, (kötüleri) sakindirmak için. 

7. Bilin ki size vadolunan sey gerçeklesecek! 

8. Yildizlarin isigi söndürüldügü zaman, 

9. Gökkubbe yarildigi zaman, 

10.Daglar ufalanip savruldugu zaman , 

11.Peygamberlerin (ümmetleri hakkinda sahitlik) vakti tayin edildigi zaman (artik kiyamet kopmustur). 

12. (Bu alâmetler) hangi vakte ertelenmistir? 

13. Ayirim gününe. 

14. (Resûlüm!) Ayirim gününün ne oldugunu sen nereden bileceksin! 

15. O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanlarin vay haline! 

16. Biz, (bunlar gibi inkârci olan) öncekileri helâk etmedik mi? 

17. Sonra arkadakileri de onlarin ardina takacagiz. 

18. Iste biz suçlulara böyle yapariz! 

19. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

20. (Ey insanlar!) Biz sizi dayaniksiz bir sudan yaratmadik mi? 

21. Iste o suyu, saglam bir yere yerlestirdik. 

22. Belli bir süreye kadar. 

23. Biz buna güç yetirmisizdir. Ve bizim gücümüz ne büyüktür! 

24. O gün (hakikatleri) yalan sayanlarin vayhaline! 

25. Biz, yeryüzünü toplanma yeri yapmadik mi? 

26. Dirilere ve ölülere . 

27. Yeryüzünde hasmetli daglar yarattik, sizlere tatli sular içirdik.. 

28. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

29. (Inkârcilara o gün söyle denilir:) yalan sayageldiginiz azaba dogru gidin! 

30. Üç kola ayrilmis,bir gölgege gidin. 

31. Ki ne gölgelendiren ne de alevden koruyandir. 

32. O, saray gibi kocaman kivilcim saçar. 

33. Her bir kivilcim, sanki birer sari deve gibidir. 

34. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

35. Bu, (kâfirlerin) konusamayacagi bir gündür. 

36. Onlara izin de verilmez ki (sözde) mazeretlerini beyan etsinler. 

37. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

38. (O zaman söyle denir:) Bu, ayirim günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik. 

39. (Azaptan kurtulmaniz için) bir hileniz varsa, gösterin bana hilenizi! 

40. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

41. Süphesiz (o gün) takvâ sahipleri, gölgeliklerde ve pinar baslarinda, 

42. Canlarinin çektigi çesit çesit meyveler arasindadirlar. 

43. (Kendilerine:) "Islediklerinizin karsiligi olarak simdi âfiyetle yeyin için" (denir). 

44. Iste, biz iyilik yapanlari böyle mükâfatlandiririz. 

45. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

46. (Ey inkârcilar!) Yeyiniz, (dünyadan) faydalaniniz biraz! Gerçek su ki, sizler suçlusunuz! 

47. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

48. Onlar, kendilerine: "Allah'in huzurunda egilin!" denildigi vakit egilmezler: 

49. O gün, (hakikatleri) yalan sayanlarin vay haline! 

50. Onlar artik bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar.

78-en-NEBE


Meâric'den sonra inmistir; ilk Mekkî sûrelerden olup 40 (kirk) âyettir. "Nebe' " haber demektir. Kiyamet haberlerini ihtiva ettigi için bu ad verilmistir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.



l. Birbirlerine neyi soruyorlar? 

2. O büyük haberden mi? 

3. (Inanip inanmamakta) ayriliga düsmektedirler. 

4. Hayir! Anlayacaklar! 

5. Yine hayir! Onlar anlayacaklar! 

6. Biz yeryüzünü bir dösek, yapmadik mi? 

7. Daglari da birer kazik . 

8. Sizi çifter çifter yarattik. 

9. Uykunuzu bir dinlenme kildik. 

10. Geceyi bir örtü yaptik. 

11. Gündüzü de çalisip kazanma zamani kildik. 

12. Üstünüzde yedi kat saglam gögü bina ettik. 

13. (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattik. 

14. Sikisan bulutlardan saril saril akan sular indirdik. 

15. Size tohumlar, bitkiler,yetistirmek için 

16. Ve agaçlari(birbirine) sarmas dolas bahçeler. 

17. Süphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmistir. 

18. Sûr'a üflendigi gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz. 

19. Gökyüzü açilir ve orada pek çok kapilar olusur; 

20. Daglar yürütülür, serap haline gelir. 

21. Süphesiz, cehennem pusuda beklemektedir. 

22. Azginlarin barinacagi yerdir (cehennem). 

23. (Azginlar) orada çaglar boyu kalacaklar , 

24. Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, 

25. Kaynar su ve irin (tadarlar). 

26. Ancak (dünyada yaptiklarina) uygun karsilik olarak. 

27. Çünkü onlar hesap gününü (gelecegini) ummazlardi. 

28. Bizim âyetlerimizi yalanladikça yalanlamislardi. 

29. Biz ise her seyi bir kitapta sayip yazmisizdir. 

30. Tadin! Bundan sonra yalnizca azabinizi arttiracagiz. 

31. Süphesiz takvâ sahipleri için de basari ödülü vardir. 

32. Bahçeler,baglar, 

33. Gögüsleri tomurcuk gibi kabarmis yasit kizlar, 

34. Ve içki dolu kâse(ler) . 

35. Onlar orada ne bos bir lâkirdi ne de yalan isitirler. 

36. Bunlar Rabbinin yeterli bir bagisi, mükâfatidir. 

37. O, göklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunanlarin Rabbidir. O, rahmândir. O gün insanlar O'na karsi konusmaya yetkili degillerdir. 

38. Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durdugu gün, Rahmân'in izin verdiklerinden baskalari konusmazlar; konusan da dogruyu söyler. 

39. Iste o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun. 

40. Biz, yakin bir azap ile sizi uyardik. O gün kisi önceden yaptiklarina bakacak ve inkârci kisi: "Keske toprak olsaydim!" diyecektir.

79-en-NÂZI'ÂT


Nebe' sûresinden sonra Mekke'de inmistir; 46 (kirkalti) âyettir. Adini, "söküp çikaranlar" manasina gelen "nâziât" kelimesinden alir. Ana fikir olarak kiyameti konu edinir. Cenab-i Allah, sûrenin basinda, kendilerini, ilk bes âyette belirtilen güç ve melekelerle donattigi varliklara yemin etmektedir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.



l. Söküp çikaranlara, andolsun; 

2. Yavasça çekenlere, 

3.Yüzdükçe yüzenlere, 

4.Yaristikça yarisanlara, 

5.Derken is düzenleyenlere . 

6. Birinci üflemenin (kâinati) sarstigi, 

7. Onu ikinci üflemenin takip ettigi gün, 

8.Iste o gün yürekler kaygidan oynar, 

9.Gözler yorgun düser. 

10.Diyorlar ki, "Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürülecegiz, 

11.(Hem de) çürümüs kemikler olduktan sonra ha?" 

12. "O zaman bu, ziyanli bir dönüs olur" dediler. 

13. Bu dönüs, sadece bir seslenmeye bakar. 

14. Birdenbire kendilerini mahserde buluverirler. 

15. (Habibim!) Sana Musa'nin haberi geldi mi? 

l6. Kutsal vâdi Tuvâ'da Rabbi ona söyle seslenmisti:

17. Firavun'a git! Çünkü o çok azdi. 

18. De ki:Nasil arinmaga gönlün var mi? 

19. Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsin. 

20. Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi. 

21. (O ise) hemen yalanladi ve isyan etti. 

22. Sonra (inkâr için) olanca çabasini göstererek sirtini döndü. 

23. Derhal (adamlarini) topladi ve (onlara) bagirdi: 

24. Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi. 

25. Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabiyla cezalandirdi. 

26. Elbette bunda, korkan kimseler için büyük bir ibret vardir. 

27. Sizi yaratmak mi daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mi, ki onu Allah bina etti, 

28. Onu yükseltti, düzene koydu , 

29. Gecesini karartti, gündüzünü agartti. 

30. Ondan sonra da yerküreyi dösedi, 

31. Yerden suyunu ve otlagini çikardi, 

32. Daglari saglam bir sekilde yerlestirdi. 

33. Kendiniz ve hayvanlariniz için bir faydalanma olmak üzere. 

34. Her seyi alt üst eden o büyük felâket geldigi vakit, 

35. Insanin yapip ettiklerini hatirlayacagi gün, 

36. Ve görene cehennem açik bir sekilde gösterilmistir. 

37. Artik kim azmissa , 

38. Ve dünya hayatini ahirete tercih etmisse, 

39. Süphesiz cehennem(onun için) tek barinaktir. 

40. Rabbinin makamindan korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklastirmis kimse için, 

41.Süphesiz cennet(onun) yegâne barinagidir. 

42. Sana kiyameti sorarlar: Gelip çatmasi ne zamandir? (derler.) 

43. Sen onu nereden bilip bildireceksin! 

44. Onun nihaî ilmi yalniz Rabbine aittir. 

45. Sen ancak ondan korkanlari uyarirsin. 

46. Kiyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir aksam vakti ya da kusluk zamani kadar kaldiklarini sanirlar.

80-ABESE

Mekke'de inmistir, 42 (kirkiki) âyettir. Adini, "yüzünü eksitti, burusturdu" anlamina gelen ilk kelimesinden almistir. Bu sûrenin inis sebebiyle ilgili olarak söyle bir hadise nakledilmistir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureys'in ileri gelenlerine Islâm'i anlattigi bir sirada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'in sana ögrettiklerinden bana da ögret" der. O esnada Resûlullah (a. s.) cevap vermez. Çünkü Kureys'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardi. Efendimiz onlari gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatlari degisti. Bu esnada onlar kalkip gittiler. Biraz sonra bu âyetler geldi. Resûlullah'in bazi davranislarini tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduguna en büyük delildir. Zira hiç kimse kendisini bu sekilde tenkit etmez.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

l. (Peygamber), yüzünü eksitti ve geri döndü. 

2. Âmânin kendisine gelmesinden ötürü 

3. Belki o temizlenecek, 

4.Yahut ögüt alacak da o ögüt ona fayda verecek. 

5. Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince, 

6. Sen ona yöneliyorsun, 

7. Oysa ki onun temizlenip arinmasindan sen sorumlu degilsin. 

8. Fakat kosarak sana gelen , 

9. Ve (Allah'tan) korkarak gelenle , 

10.Sen onunla ilgilenmiyorsun. 

ll. Hayir! Süphesiz bunlar bir ögüttür, 

l2.Dileyen ondan (Kur'an'dan) ögüt alir, 

l3.O, degerli sahifelerdir, 

l4.Tertemiz kilinmis, yüce makamlara kaldirilmis mukaddes sahifelerde, 

l5.Kâtiplerin ellerindedir , 

l6.Degerli ve güvenilir katiplerin. 

17. Kahrolasi insan! Ne inkârcidir! 

18. Allah onu neden yaratti? 

19. Bir nutfeden (spermadan) yaratti da ona sekil verdi. 

20. Sonra ona yolu kolaylastirdi. 

21. Sonra onun canini aldi ve kabre soktu. 

22. Sonra diledigi bir vakitte onu yeniden diriltir. 

23. Hayir! (Insan) Allah'in emrettigini yapmadi. 

24. Insan, yedigine bir baksin! 

25.Yagmurlar yagdirdik, 

26.Sonra topragi göz göz yardik, 

27.Bu suretle orada ekinler bitirdik, 

28.Üzümler ,yoncalar , 

29.Zeytinlikler, hurmaliklar , 

30. Iri ve sik agaçli bahçeler, 

31. Meyveler ve çayirlar bitirdik. 

32. (Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarinizi yararlandirmak içindir. 

33. Kulaklari sagir eden o ses geldiginde, 

34. Iste o gün kisi kardesinden, kaçar. 

35 .Annesinden, babasindan, 

36.Esinden ve çocuklarindan . 

37. O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardir. 

38. O gün bir takim yüzler paril paril, 

39.Güler ve sevinir. 

40. Yine o gün birtakim yüzleri de keder bürümüs, 

41.Hüzünden kapkara kesilmistir. 

42.Iste bunlar kâfirlerdir, günahkârlardir.

81-et-TEKVÎR

Mekke'de inmistir, 29 (yirmidokuz) âyettir. Sûrenin basinda günesin dürülmesinden söz edilmis ve adini da buradan almistir. Sûrenin söz dizisinde, ihtiva ettigi konuya iliskin anlamlari yankilandiran ve güçlendiren mükemmel bir musikî taklit edilemez bir âhenk vardir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. Günes katlanip dürüldügünde, 

2. Yildizlar (kararip) döküldügünde, 

3. Daglar (sallanip) yürütüldügünde, 

4. Gebe develer saliverildiginde, 

5. Vahsî hayvanlar toplanip bir araya getirildiginde, 

6. Denizler kaynatildiginda, 

7. Ruhlar (bedenlerle) birlestirildiginde, 

8. Diri diri topraga gömülen kiza, soruldugunda, 

9. "Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye. 

10. (Amellerin yazili oldugu) defterler açildiginda, 

11. Gökyüzü siyrilip alindiginda, 

12. Cehennem tutusturuldugunda, 

13. Ve cennet yaklastirildiginda, 

14. Kisi neler getirdigini ögrenmis olacaktir. 

15. Simdi yemin ederim o sinenlere , 

16. O akip akip yuvasina gidenlere, 

17. Kararmaya yüz tuttugunda geceye andolsun, 

18. Agarmaya basladiginda sabaha andolsun ki, 

19. O (Kur'an), süphesiz degerli,bir elçinin (Cebrail'in) getirdigi sözdür. 

20. O elçi güçlü, Ars'in sahibi (Allah'in) katinda çok itibarlidir. 

21. O orada sayilan, güvenilen (bir elçi) dir. 

22. Arkadasiniz (Muhammed) de mecnun degildir. 

23. Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçik ufukta görmüstür. 

24. O, gaybin bilgilerini (sizden) esirgemez. 

25. O lânetlenmis seytanin sözü de degildir. 

26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? 

27. O, herkes için, bir ögüttür, 

28. Sizden dogru yolda gitmek isteyenler için de. 

29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

82-el-INFITÂR

Nâziât sûresinden sonra Mekke'de inmistir. 19 (ondokuz) âyettir. Manasi "yarilmaktir"tir. Gögün yarilmasindan söz ederek basladigi için bu adi almistir. Konusu ahiret âlemidir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.


l. Gökyüzü yarildigi zaman, 

2. Yildizlar döküldügü zaman, 

3. Denizler birbirine katildigi zaman, 

4. Kabirlerin içindekiler disari çikarildigi zaman, 

5. Insanoglu (yapip) gönderdiklerini ve (yapamayip) geride biraktiklarini bir bir anlar. 

6. Ey insan! Ihsani bol Rabbine karsi seni aldatan nedir? 

7. O Allah ki seni yaratti, seni düzgün ve dengeli kilip,ölçülü bir biçim verdi. 

8.Seni istedigi her hangi bir sekilde parçalardan olusturdu. 

9. Hayir! Siz yine de dini yalanliyorsunuz. 

10.Sunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler var, 

11.Degerli yazicilar var, 

12.Onlar, yapmakta olduklarinizi bilirler. 

13. Iyiler muhakkak cennettedirler, 

14. Kötüler de cehennemdedirler. 

15. Ceza gününde oraya girerler. 

16. Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrilmazlar. 

17. Ceza günü nedir bilir misin? 

18. Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? 

19. O gün hiçbir kimse baskasi için bir sey yapamaz. O gün is Allah'a kalmistir.

83-el-MUTAFFIFÎN

Mekke'de inmistir, 36 (otuzalti) âyettir. Ölçü ve tartilarinda hile yapanlari kötüleyerek basladigi için bu adi almistir.

Rahmân veRahîm (olan) Allah'in adiyla.


1. Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yaziklar olsun! 

2. Onlar insanlardan alirken ölçüp tarttiklarinda tam, 

3. Onlara vermek için ölçüp tarttiklarinda ise eksik ölçer ve tartarlar. 

4. Onlar düsünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler! 

5.Büyük bir günde 

6.Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardir. 

7. Dogrusu günahkârlarin yazisi, muhakkak Siccîn'de olmaktir. 

8. Siccîn nedir, bilir misin? 

9. (O günahkârlarin yazisi) Amellerin sayilip yazildigi bir kitaptir. 

10. O gün vay haline yalancilarin! 

11. Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar. 

12. Onu ancak hükümleri çigneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar. 

13. Böyle birine âyetlerimiz okununca "Eskilerin masallari" derdi. 

14. Hayir! Bilakis onlarin islemekte olduklari (kötülükler) kalplerini kirletmistir. 

15. Hayir! Onlar süphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmislardir. 

16. Sonra onlar cehenneme girerler. 

17. Sonra onlara: "Iste yalanlamis oldugunuz (cehennem) budur" denilir. 

18. Hayir! Andolsun iyilerin kitabi Illiyyûn'dadir. 

19. Illiyyûn nedir, bilir misin? 

20. (O Illiyyûn'daki kitap) Içinde ameller kaydedilmis bir kitaptir. 

21. O kitabi, Allah'a yakin olanlar görür. 

22. Iyiler kesinkes cennettedir. 

23. Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. 

24. Onlarin yüzünde nimetlerin sevincini görürsün. 

25. Kendilerine mühürlü hâlis bir içki sunulur. 

26. Onun içiminin sonunda misk kokusu vardir. Iste yarisanlar ancak onda yarissinlar. 

27. Karisimi Tesnîm'dendir. 

28. (O Tesnîm Allah'a) Yakin olanlarin içecekleri bir kaynaktir. 

29. Süphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi. 

30. Onlarla karsilastiklarinda kas göz hareketiyle alay ederlerdi. 

31. Ailelerine döndüklerinde, (alaylarindan dolayi) keyiflenerek dönerlerdi. 

32. Müminleri gördüklerinde: "Süphesiz bunlar sapitmis" derlerdi. 

33. Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler. 

34. Iste o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler. 

35. Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar. 

36. Kâfirler yaptiklarinin cezasini bulduar mi! (Elbette buldular.)

84-el-INSIKAK


Infitâr sûresinden sonra Mekke'de inmistir, 25 (yirmibes) âyettir. Gögün yarilmasindan söz ettigi için bu adi almistir.



Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

l. Gök yarildigi, 

2. Rabbine kulak verip boyun egecek hale getirildigi zaman, 

3. Yer dümdüz edildigi, 

4. Içinde bulunanlari atip bosaldigi , 

5. Ve Rabb'ini dinleyip O'na hakkiyla itaata mecbur kilindigi vakit (insanoglu yaptiklari ile karsilasir). 

6. Ey insan! Süphe yok ki sen Rabbine karsi çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksin. 

7. Kimin kitabi sagindan verilirse, 

8. Kolay bir hesapla hesaba çekilecek; 

9. Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. 

10. Kimin de kitabi arkasindan verilirse, 

11.Derhal yok olmayi isteyecek, 

12.Ve alevli atese girecektir. 

13.Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) simarmisti. 

14. O hiçbir zaman Rabbine dönmeyecegini sandi. 

15. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu. 

16. Hayir! Safaga, yemin ederim ki , 

17. Geceye ve onda basan karanliga, 

18. Dolunay olmus aya , 

19. Ki,siz elbette halden hale geçeceksiniz. 

20. Böyleyken onlar acaba neden iman etmezler? 

21. Onlar kendilerine Kur'an okununca secde de etmezler. 

22. Aksine, kâfirler yalanliyorlar. 

23. Halbuki Allah onlarin gizledigi seyleri çok iyi bilir. 

24. (Resûlüm!) Onlara aci azabi müjdele! 

25. Iman edip sâlih amel isleyenler baskadir; onlar için arkasi kesilmeyen bir mükâfat vardir.

85-el-BÜRÛC


Sems sûresinden sonra Mekke'de inmistir; 22 (yirmiiki) âyettir. "Bürûc", burc kelimesinin çoguludur. Sûrede burçlari olan gökyüzüne, kiyamet gününe ve o güne taniklik edecek olanlarla, yine o gün müsahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmis bir olaya temas edilir: Yahudi Zûnuvas ve adamlari, yahudiligi kabul etmeyen Necran hiristiyanlarini, Hendek içinde yakilmis bir atese atarak yakarlar ve yanmakta olan insanlari seyrederler. Bu sekilde iskence ile yakilip öldürülen kimseler inançlari ugrunda ölmüslerdir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.


l. Burçlara sahip gökyüzüne, 

2. Gelecegi bildirilmis olan güne, 

3.(O günde) taniklik edene ve edilene andolsun ki, 

4. Kahroldu o hendegin sahipleri, 

5.O çirali atesin , 

6.Onlar (yakanlar) da baslarina oturmuslar, 

7. Müminlere yapmakta olduklari iskenceyi seyrediyorlardi. 

8. Onlardan, sirf, azîz ve hamîd olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldilar. 

9.O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisine aittir, ve Allah her seye sahittir . 

10. Süphesiz inanmis erkeklerle inanmis kadinlara iskence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabi ve (orada) yanma cezasi vardir. 

11. Iman edip sâlih ameller isleyenlere ise, zemininden irmaklar akan cennetler vardir. Iste büyük kurtulus budur. 

12. Süphesiz Rabbinin yakalamasi çok siddetlidir. 

13. Bilin ki O, (kâinat yokken) ilk olarak yaratan, (ölümden sonra tekrar hayati) geri getirendir. 

14. O, çok bagislayan ve çok sevendir. 

15. Serefli Ars'in sahibidir. 

16. Diledigi seyleri mutlaka yapandir. 

17. Ordularin, haberi sana geldi mi? 

18. Yani Firavun ve Semûd'un 

19. Dogrusu inkârcilar (gerçegi) yalanlayip dururlar. 

20. Allah onlari arkalarindan kusatmistir. 

21. Hayir o serefli bir Kur'an'dir. 

22.Levh-i Mahfuz'dadir.

86-et-TÂRIK


Beled sûresinden sonra Mekke'de inmistir, 17 (onyedi) âyettir. Adini, 1. âyette geçen "târik" kelimesinden alir. Târik, geceleyin gelen, siddetlice vuran, kapi çalan demektir. Sûrede geçen târik ise gece fazla isik saçan yildiza denir ki, bu, sabah yildizidir. Mecâzî olarak da ünlü kisiye denir. Bir edebî sanat olarak cahiliye devri geceye, o devirde gelen Hz. Peygamber de geceyi aydinlatan ve sabahi müjdeleyen sabah yildizina benzetilmis olabilir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.>


1. Gökyüzüne ve târika (sabah yildizina) yemin ederim. 

2. Târikin ne oldugunu nereden bileceksin? 

3. (O, karanligi) delen yildizdir. 

4. Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasin. 

5. Insan neden yaratildigina bir baksin! 

6. Atilan bir sudan yaratildi. 

7. (O su) sirt ile gögüs kafesi arasindan çikar. 

8. Iste Allah (baslangiçta bu sekilde yarattigi) insani tekrar yaratmaya da kadirdir. 

9. Gizlenenlerin ortaya döküldügü gün 

10. O gün insan için ne bir güç ne de bir yardimci vardir. 

11. Dönüs sahibi olan (yagmur yagdiran) göge, yemin ederim ki, 

12.(Nebat ile) yarilan yere , 

13. Süphesiz Kur'an, (hak ile bâtili) ayiran bir sözdür. 

14. O, asla bir saka degildir. 

15. Onlar bir tuzak kurarlar, 

16. Ben de bir tuzak kurarim. 

17. Onun için Kâfirlere mühlet ver, onlari biraz kendi hallerine birak (pek yakinda destegimiz sana gelecek).

87-el-A'LÂ


Allah'in "Yüce" anlamindaki adiyla basladigi için "el-A'lâ" denilen bu sûre 19 (ondokuz) âyet olup, Mekke'de inen ilk sûrelerdendir. Cenab-i Allah bu sûrede kâinatin esrarini, olusunu, isleyisini özlü bir anlatimla ifade etmistir.


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.


1. Yüce Rabbinin adini, 

2. Yaratip düzene koyan, 

3. Takdir edip yol gösteren, 

4. (Topraktan) yesil otu çikaran,

5. Sonra da onu kapkara bir sel artigina çeviren yüce Rabbinin adini tesbih (ve takdis) et. 

6. Sana (Kur an'i) okutacagiz; sen hiç unutmayacaksin. 

7. Artik Allah'in diledigi hariç, Süphesiz Allah, açigi ve gizleneni bilir. 

8. Seni en kolaya muvaffak kilacagiz. 

9. O halde eger ögüt fayda verirse ögüt ver. 

10. (Allah'tan) korkan ögütten yararlanacak. 

11.Kötü kimse ise ögütten kaçinacaktir. 

12.O ki,en büyük atese girecektir. 

13.Sonra o, ateste ne ölür ne de yasar. 

14. Dogrusu feraha ermistir temizlenen, 

15 Rabbinin adini anip O'na kulluk eden. 

16. Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatini tercih ediyorsunuz. 

17. Oysa ahiret daha hayirli daha devamlidir. 

18. Süphesiz bu (anlatilanlar), önceki kitaplarda, vardir. 

19. Ibrahim ve Musa'nin kitaplarinda.

88-el-GÂSIYE

Adini, ilk âyette geçen ve her seyi saran, kaplayan, dehseti her seye ulasan kiyamet günü anlamina gelen "gâsiye" kelimesinden alir. Ilk gelen sûrelerden olup, Zâriyât sûresinden sonra Mekke'de inmistir. Bu sûrede kiyamet ve ahirete ait haberler vardir. ayrica Allah'in varligini anlamaya yardim edecek bazi kevnî deliller serdedilmistir. Hayatin bir plan ve program içinde akip gittigi, bu akisin sonunda Allah'a varilacagi ve O'nun katinda hesap verilecegi anlatilir. 26 (yirmialti) âyettir.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.

1. (Resûlüm!) Dehseti her seyi kaplayan kiyametin haberi sana geldi mi? 

2. O gün bir takim yüzler zelildir, 

3.Durmadan çalisir, (fakat bosuna) yorulur, 

4. Kizgin atese girer. 

5. Onlara kaynar su pinarindan içirilir. 

6. Onlar için kuru dikenden baska yemek yoktur, 

7. O ise ne besler ne de açligi giderir. 

8.O gün bir takim yüzler de vardir ki, mutludurlar, 

9 (dünyadaki) çabalarindan hosnut olmuslardir, 

10.Yüce bir cennettedirler. 

11.Orada bos bir söz isitmezler. 

12. Orada (cennette) devamli akan bir pinar, 

13. Yükseltilmis tahtlar, 

14.Konulmus kadehler, 

15.Sira sira dizilmis yastiklar, 

16.Serilmis halilar vardir. 

17. (Insanlar) devenin nasil yaratildigina, bakmazlar mi? 

18. Göge bakmiyorlar mi nasil yükseltilmis? 

19. Daglarin nasil dikildigine, bakmazlar mi? 

20. Yeryüzünün nasil yayildigina bir bakmazlar mi? 

21. O halde (Resûlüm), ögüt ver. Çünkü sen ancak ögüt vericisin. 

22. Onlarin üzerinde bir zorba degilsin. 

23. Ancak yüz çevirir inkâr ederse, 

24.Iste öylesini Allah en büyük azap ile cezalandirir. 

25. Süphesiz onlarin dönüsü sadece bizedir. 

26. Sonra onlarin sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.