30-er-RÛM
âyeti hariç, sûrenin tamami Mekke'de nâzil olmustur. 60 (altmis) âyettir. Iranlilarla yapilan savasta yenilmis olan Rumlarin (Bizanslilarin) tekrar galip gelecekleri anlatildigindan, sûreye bu isim verilmistir.
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla.
1. Elif. Lâm. Mîm.
2. Rumlar, yenildi.
3. Araplarin bulundugu bölgeye en yakin bir yerde onlar, Halbuki onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yil içinde galip geleceklerdir.
4. Onlarin bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'indir. O gün müminler de Allah'in yardimiyla sevineceklerdir.
5. Allah, diledigine yardim eder,galip kilar. O, mutlak güç sahibidir, çok esirgeyicidir.
6. (Bu) Allah'in vâdettigidir. Allah vâdinden caymaz; fakat insanlarin çogu bilmezler.
7. Onlar, dünya hayatinin görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
8. Kendi kendilerine, Allah'in, gökleri, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattigini hiç düsünmediler mi? Insanlarin birçogu, Rablerine kavusmayi gerçekten inkâr, etmektedirler.
9. Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkibetlerinin nice olduguna bakmadilar mi? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazip altüst etmisler, onu bunlarin imar ettiklerinden daha çok imar etmislerdi. Peygamberleri, onlara da nice açik deliller getirmislerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek degildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.
10. Sonunda, Allah'in âyetlerini yalan sayarak ve onlari alaya alarak kötülük yapanlarin âkibetleri pek fena oldu.
ll. Allah, ilkin mahlûkunu yaratir, (ölümden) sonra da bunu (yaratmayi), tekrarlar. Sonunda hep O'na döndürüleceksiniz.
12. Kiyametin kopacagi gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardir.
13. (Allah'a kostuklari) ortaklarindan kendilerine hiçbir sefaatçi çikmayacaktir. Zaten onlar, ortaklarini da inkâr edeceklerdir.
14. Kiyamet kopacagi gün, iste o gün (müminlerle inkârcilar) birbirlerinden ayrilacaklardir.
15. Iman edip iyi isler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardir.
16. Inkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret bulusmasini yalan sayanlar ise, iste onlar azapla yüzyüze birakilacaklardir.
17. Haydi siz, aksama ulastiginizda (aksam ve yatsi vaktinde) sabaha kavustugunuzda, gündüzün sonunda ve ögle vaktine eristiginizde Allah'i tesbih edin (namaz kilin), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
18. Haydi siz, aksama ulastiginizda (aksam ve yatsi vaktinde) sabaha kavustugunuzda, gündüzün sonunda ve ögle vaktine eristiginizde Allah'i tesbih edin (namaz kilin), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
19. Ölüden diriyi, diriden de ölüyü O çikariyor; yeryüzünü ölümünün ardindan O canlandiriyor. Iste siz de (kabirlerinizden) böyle çikarilacaksiniz.
20. Sizi topraktan yaratmasi, O'nun (varliginin) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayilan insanlar oluverdiniz.
21. Kaynasmaniz için size kendi (cinsi)nizden esler yaratip aranizda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O'nun (varliginin) delillerindendir. Dogrusu bunda, iyi düsünen bir kavim için ibretler vardir.
22. O'nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri yaratmasi, lisanlarinizin ve renklerinizin degisik olmasidir. Süphesiz bunda bilenler için (alinacak) dersler vardir.
23. Gece olsun gündüz olsun, uyumaniz ve Allah'in lütfundan (nasibinizi) aramaniz da O'nun (varliginin) delillerindendir. Gerçekten bunda, isiten bir kavim için ibretler vardir.
24. Yine O'nun delillerindendir ki, size korku ve ümit vermek üzere simsegi gösteriyor, gökten su indirip ölümünün ardindan arzi onunla diriltiyor. Dogrusu bunda, aklini kullanan bir kavim için (alinacak) dersler vardir.
25. Gögün ve yerin O'nun buyrugu ile durmasi da O'nun (varliginin) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çagirdi mi hemen (kabirlerinizden) çikiverirsiniz.
26. Göklerde ve yerde olanlar hep O'nundur. Hepsi O'na boyun egmistir.
27. Ilkin mahlûkunu yaratip (ölümden) sonra bunu (yaratmayi) tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydir. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sifat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
28. Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altinda bulunan köleler içinde, size verdigimiz riziklarda -birbirinizden çekindiginiz gibi kendilerinden çekineceginiz derecede sizinle esit (haklara sahip)- ortaklariniz var mi? Iste biz âyetlerimizi, aklini kullanacak bir kavim için böylece açikliyoruz.
29. Gel gör ki haksizlik edenler, bilgisizce kötü arzularina uydular. Allah'in saptirdigini kim dogru yola eristirebilir? Onlar için herhangi bir yardimci yoktur.
30. (Resûlüm!) Sen yüzünü hanîf olarak dine, Allah insanlari hangi fitrat üzere yaratmis ise ona çevir. Allah'in yaratisinda degisme yoktur. Iste dosdogru din budur; fakat insanlarin çogu bilmezler.
31. Hepiniz O'na yönelerek O'na karsi gelmekten sakinin, namazi kilin; müsriklerden olmayin.
32. Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayin. Bunlardan) her firka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.
33. Insanlarin basina bir sikinti gelince, Rablerine yönelerek O'na yalvarirlar. Sonra Allah, katindan onlara bir rahmet (nimet ve bolluk) tattirinca, bakarsiniz ki onlardan bir gurup yine Rablerine ortak kosuyorlar.
34. Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalim! Haydi sefa sürün; ama yakinda bileceksiniz!
35. Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müsrik olmalarini mi söylüyor?
36. Insanlara bir rahmet tattirdigimizda ona sevinirler. Sayet yaptiklarindan ötürü baslarina bir fenalik gelse hemen ümitsizlige düsüverirler.
37. Görmediler mi ki Allah, rizki diledigine bol bol vermekte, diledigininkini de daraltmaktadir. Süphesiz imanli bir kavim için bunda ibretler vardir.
38. O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmisa hakkini ver. Allah'in rizasini isteyenler için bu, en iyisidir. Iste onlar kurtulusa erenlerdir.
39. Insanlarin mallarinda artis olsun diye verdiginiz herhangi bir faiz, Allah katinda artmaz. Allah'in rizasini isteyerek verdiginiz zekâta gelince, iste zekât veren o kimseler, evet onlar (sevaplarini ve mallarini) kat kat arttiranlardir.
40. Allah, (o yüce varliktir) ki sizi yaratmis, sonra riziklandirmistir; sonra O, hayatinizi sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah'a es tuttugunuz) ortaklariniz içinde bunlardan birini yapabilecek var mi? Allah onlarin ortak kostuklarindan münezzehtir ve yücedir.
41. Insanlarin bizzat kendi isledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptiklarinin bir kismini onlara tattirsin; belki de (tuttuklari kötü yoldan) dönerler.
42. (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolasin da, daha öncekilerin âkibetleri nice oldu, görün. Onlarin çogu müsrik idi.
43. Allah katindan, dönüsü olmayan bir gün (kiyamet günü) gelmeden önce yönünü o gerçek dine çevir! O gün (insanlar) bölük bölük ayrilacaklardir.
44. Kim inkâr ederse, inkâri kendi aleyhine olur. Iyi isler yapanlara gelince, onlar da kendileri için (cennetteki yerlerini) hazirlamis olurlar.
45. Zira Allah, iman edip iyi isler yapanlara kendi lütfundan karsilik verecektir. Süphesiz O, kâfirleri sevmez.
46. Size rahmetinden tattirsin, emriyle gemiler yüzsün, fazlindan (nasibinizi) arayasiniz ve sükredesiniz diye (hayat ve bereket) müjdecileri olarak rüzgârlari göndermesi de Allah'in (varlik ve kudretinin) delillerindendir.
47. Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açik deliller getirdiler. (Onlari dinlemeyip) günaha dalanlarin ise cezalarini hakkiyla vermisizdir. Müminlere yardim etmek de bize düser.
48. Allah O'dur ki, rüzgârlari gönderir, bunlar da bulutu kaldirir. Derken, Allah onu gökte diledigi gibi yayar ve parça parça eder; nihayet arasindan yagmurun çiktigini görürsün. Allah diledigi kullarina yagmuru nasip edince, onlar seviniverirler.
49. 0ysa onlar, daha önce, üzerlerine yagmur yagdirilmasindan iyice ümitlerini kesmislerdi.
50. Allah'in rahmetinin eserlerine bir bak: Arzi, ölümünün ardindan nasil diriltiyor! Süphesiz O, ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her seye kadirdir.
51. Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmis görseler, ardindan muhakkak nankörlüge baslarlar.
52. (Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsin; arkalarini dönüp giderlerken sagirlara o daveti isittiremezsin.
53. Körleri de sapikliklarindan (vazgeçirip) dogru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
54. Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlügün ardindan kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardindan güçsüzlük ve ihtiyarlik veren, Allah'tir. O, diledigini yaratir. O, hakkiyla bilendir, üstün kudret sahibidir.
55. Kiyamet koptugu gün, günahkârlar, (dünyada) ancak pek kisa bir süre kaldiklarina yemin ederler. Iste onlar, (dünyada da haktan) böyle döndürülüyorlardi.
56. Kendilerine ilim ve iman verilenler söyle derler: Andolsun ki siz, Allah'in yazisinda (hükmedildigi gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldiniz. Iste bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanimiyordunuz.
57. Artik o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyecegi gibi, onlardan Allah'i hosnut etmeye çalismalari da istenmez.
58. Andolsun ki biz, bu Kur'an'da insanlar için her çesit misale yer vermisizdir. Sayet onlara bir mucize getirsen inkârcilar kesinlikle söyle diyeceklerdir: Siz ancak bâtil seyler ortaya atmaktasiniz.
59. Iste bilmeyenlerin (hakki tanimayanlarin) kalplerini Allah böylece mühürler.
60. (Resûlüm!) Sen simdi sabret. Bil ki Allah'in vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamis olanlar, sakin seni gevseklige sevketmesin!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
HOŞ GELDİNİZ,, Yorumlarınızda Saygı Kurallarına Dikkat Etmenizi Rica Ederiz....