16-en-NAHL

16-en-Nahl Suresi Hakkında Açıklama ve Türkçe anlamı

Nahl sûresi 128 (yüzyirmisekiz) âyet olup, son üç âyeti Medine'de, digerleri Mekke'de inmistir. 68.âyette bal arisindan söz edildigi için sûreye bu ad verilmistir.








Nahl Suresinin Türkçe anlamı


Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'in adiyla. 

1. Allah'in emri gelmistir. Artik onu istemekte acele etmeyin. Allah, onlarin kostuklari ortaklardan uzak ve yücedir. 

2. Allah kendi emriyle melekleri, kullarindan diledigi kimseye vahiy ile, "Benden baska tanri olmadigina dair (kullarimi) uyarin ve benden korkun" diye gönderir. 

3. (Allah) gökleri ve yeri hak ile yaratti. O, kostuklari ortaklardan münezzehtir. 

4. O, insani bir damla sudan yaratti. Fakat bakarsin ki (insan) Rabbine apaçik bir hasim oluvermistir. 

5. Hayvanlari da O yaratti. Onlarda sizin için isitici (seyler) ve birçok faydalar vardir. Onlardan bir kismini da yersiniz. 

6. Sizin için onlardan ayrica aksamleyin getirirken, sabahleyin saliverirken bir güzellik (bir zevk) vardir. 

7. Bu hayvanlar sizin agirliklarinizi, ancak güçlüklere katlanarak varabileceginiz bir memlekete tasirlar. Süphesiz Rabbiniz çok sefkatli, pek merhametlidir. 

8. Atlari, katirlari ve esekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yaratti). Allah su anda bilemeyeceginiz daha nice (nakil vasitalari) yaratir. 

9. Yolun dogrusu Allah'indir. Yolun egrisi de vardir. Allah dileseydi hepinizi dogru yola iletirdi. 

10. Gökten suyu indiren O'dur. Ondan hem size içecek vardir, hem de hayvanlarinizi otlatacaginiz bitkiler. 

11. (Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diger meyvelerin hepsinden bitirir. Iste bunlarda düsünen bir toplum için büyük bir ibret vardir. 

12. O, geceyi, gündüzü, günesi ve ayi sizin hizmetinize verdi. Yildizlar da Allah'in emri ile hareket ederler. Süphesiz ki bunlarda aklini kullananlar için pek çok deliller vardir. 

13. Yeryüzünde sizin için rengârenk yarattiklarinda da ögüt alan bir toplum için gerçek bir ibret vardir. 

14. Içinden taze et (balik) yemeniz ve takacaginiz bir süs (esyasi) çikarmaniz için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde (sulari) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramaniz ve nimetine sükretmeniz içindir. 

15. Sizi sarsmamasi için yeryüzünde saglam daglari, yolunuzu bulmaniz için de irmaklari ve yollari yaratti. 

16. Daha nice alâmetler (yaratti). Onlar, yildizlarla da yollarini dogrulturlar. 

17. O halde, yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Hâla düsünmüyor musunuz? 

18. Allah'in nimetini saymaya kalksaniz, onu sayamazsiniz. Hakikaten Allah çok bagislayan, pek esirgeyendir. 

19. Allah, gizlediginizi de açikladiginizi da bilir. 

20. Allah'i birakip da taptiklari (putlar), hiçbir sey yaratamazlar. Çünkü onlar kendileri yaratilmislardir. 

21. Onlar diriler degil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. 

22. Ilâhiniz bir tek Tanridir. Fakat ahirete inanmayanlar var ya, onlarin kalpleri inkârci, kendileri de böbürlenen kimselerdir. 

23. Hiç süphesiz Allah, onlarin gizleyeceklerini de açiklayacaklarini da bilir. O, büyüklük taslayanlari asla sevmez. 

24. Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildigi zaman, "Öncekilerin masallarini" derler. 

25. Kiyamet gününde kendi günahlarini tam olarak tasimalari ve bilgisizce saptirmakta olduklari kimselerin günahlarindan da bir kismini yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri sey ne kötüdür! 

26. Onlardan öncekiler de (peygamberlere) hile yapmislardi. Sonunda Allah da onlarin binalarini temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü. Bu azap onlara, farkedemedikleri bir yerden gelmisti. 

27. Sonra kiyamet gününde (Allah), onlari rezil eder ve der ki: "Kendileri hakkinda (müminlere) düsman kesildiginiz ortaklarim nerede?" Kendilerine ilim verilmis olanlar derler ki: "Süphesiz bugün rezillik ve kötülük kâfirleredir." 

28. Kendilerine haksizlik ederlerken meleklerin canlarini aldiklari kimseler: Biz hiçbir kötülük yapmiyorduk, diyerek teslim olurlar. (Melekler onlara söyle der:) "Hayir, Allah, sizin yaptiklarinizi elbette çok iyi bilendir." 

29. "O halde, içinde ebedî kalacaginiz cehennemin kapilarindan girin! Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!" 

30. (Kötülüklerden) sakinanlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiginde, "Hayir (indirdi)" derler. Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükâfat vardir. Ahiret yurdu ise daha hayirlidir. Takvâ sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir! 

31. (O yurt,) girecekleri, zemininden irmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her sey vardir. Iste Allah, takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandirir. 

32. (Onlar,) meleklerin, "Size selâm olsun. Yapmis oldugunuz (iyi) islere karsilik cennete girin" diyerek tertemiz olarak canlarini aldiklari kimselerdir. 

33. (Kâfirler) kendilerine meleklerin gelmesinden veya Rablerinin emrinin gelmesinden baska bir sey mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardi. 

34. Sonunda yaptiklarinin cezasi onlara ulasti ve alay etmekte olduklari sey onlari çepeçevre kusativerdi. 

35. Ortak kosanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz ne de babalarimiz ondan baskasina tapardik. Onun emri olmadan hiçbir seyi de haram kilmazdik." Onlardan öncekiler de böyle yapmislardi. Peygamberlerin üzerine açik seçik tebligden baska bir sey düser mi! 

36. Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâgut'tan sakinin" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kismini dogru yola iletti. Onlardan bir kismi da sapikligi hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasil olmustur! 

37. (Resûlüm!) Sen, onlarin hidayete ermelerine çok düskünlük göstersen de bil ki Allah, saptirdigi kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onlarin yardimcilari da yoktur. 

38. Onlar: "Allah ölen bir kimseyi diriltmez" diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karsi gerçek bir vâdidir. Fakat insanlarin çogu bilmez. 

39. Hakkinda ihtilaf ettikleri seyi onlara açiklamasi ve kâfir olanlarin da kendilerinin yalancilar olduklarini bilmeleri için (Allah onlari diriltecek). 

40. Biz, bir seyin olmasini istedigimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece "Ol" dememizdir. Hemen oluverir. 

41. Zulme ugradiktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onlari dünyada güzel bir sekilde yerlestirecegiz. Eger bilirlerse ahiretin mükâfati elbette daha büyüktür. 

42. (Onlar) sadece Rablerine tevekkül ederek sabredenlerdir. 

43. Senden önce de, kendilerine vahyettigimiz kisilerden baskasini peygamber olarak göndermedik. Eger bilmiyorsaniz, bilenlere sorun. 

44. Apaçik mucizeler ve kitaplarla (gönderildiler). Insanlara, kendilerine indirileni açiklaman için ve düsünüp anlasinlar diye sana da bu Kur'an'i indirdik. 

45. Kötülük tuzaklari kuranlar, Allah'in, kendilerini yere geçirmeyeceginden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabin gelmeyeceginden emin mi oldular? 

46. Yahut onlar dönüp dolasirlarken Allah'in kendilerini yakalamayacagindan emin mi oldular? Onlar (Allah'i) âciz birakacak degillerdir. 

47. Yoksa Allah'in kendilerini yavas yavas tüketerek cezalandirmayacagindan (emin mi oldular)? Kuskusuz Rabbin çok sefkatli, pek merhametlidir. 

48. Allah'in yarattigi herhangi bir seyi görmediler mi? Onun gölgeleri, küçülerek ve Allah'a secde ederek saga sola döner. 

49. Göklerde bulunanlar, yerdeki canlilar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah'a secde ederler. 

50. Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar. 

51. Allah buyurdu ki: Iki tanri edinmeyin! O ancak bir Tanri'dir. O halde yalniz benden korkun! 

52. Göklerde ve yerde ne varsa, O'nundur, din de yalniz O'nundur. O halde Allah'tan baskasindan mi korkuyorsunuz? 

53. Nimet olarak size ulasan ne varsa, Allah'tandir. Sonra size bir zarar dokundugu zaman dayalniz O'na yalvarirsiniz. 

54. Sonra da sizden o zarari giderdiginde, içinizden bir zümre, hemen Rablerine ortak kosarlar! 

55. Kendilerine verdiklerimize karsilik nankörlük etmeleri için (öyle yaparlar). O halde bir süre daha faydalanin; fakat yakinda hakikati bileceksiniz! 

56. Bir de kendilerine rizik olarak verdiklerimizden, mahiyetini bilmedikleri seylere (putlara) pay ayiriyorlar. Allah'a andolsun ki, iftira etmekte oldugunuz seylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz! 

57. Onlar, kizlarin Allah'a ait oldugunu iddia ediyorlar. Hâsâ! Allah bundan münezzehtir. Begendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor. 

58. Onlardan birine kiz müjdelendigi zaman öfkelenmis olarak yüzü kapkara kesilir. 

59. Kendisine verilen müjdenin kötülügünden dolayi kavminden gizlenir. Onu, asagilik duygusu içinde yaninda mi tutsun, yoksa topraga mi gömsün! Bakin ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür! 

60. Kötü sifat, ahirete inanmayanlar içindir. En yüce sifatlar ise Allah'a aittir. Çünkü O, her seyden üstün ve hikmet sahibidir. 

61. Eger Allah, insanlari zulümleri yüzünden cezalandiracak olsaydi, yeryüzünde hiçbir canli birakmazdi. Fakat onlari takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldigi zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler. 

62. Kendilerinin hoslarina gitmeyen seyleri Allah'a isnat ediyorlar. En güzel sonucun kendilerinin oldugunu anlatan dilleri de yalanin örnegini veriyor. Hiç süphesiz onlar için sadece ates vardir ve onlar, (atese) terkolunacaklar. 

63. Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere de (peygamberler) göndermisizdir. Fakat seytan onlara islerini süslü gösterdi de (iman etmediler). iste o, bugün onlarin velisidir. Ve onlar için elem verici bir azap vardir. 

64. Biz bu Kitab'i sana sirf hakkinda ihtilafa düstükleri seyi insanlara açiklayasin ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik. 

65. Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Süphesiz ki bunda dinleyen toplum için bir ibret vardir. 

66. Kuskusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardir. Zira size, onlarin karinlarindaki fiski ile kan arasindan (gelen), içenlerin bogazindan kolayca geçen hâlis bir süt içiriyoruz. 

67. Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gidalar edinirsiniz. Iste bunlarda da aklini kullanan kimseler için büyük bir ibret vardir. 

68. Rabbin bal arisina: Daglardan, agaçlardan ve insanlarin yaptiklari çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. 

69. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylastirdigi yaylim yollarina gir, diye ilham etti. Onlarin karinlarindan renkleri çesitli bir serbet (bal) çikar ki, onda insanlar için sifa vardir. Elbette bunda düsünen bir kavim için büyük bir ibret vardir. 

70. Sizi Allah yaratti; sonra sizi vefat ettirecek. Daha önce bilgili iken hiçbir seyi bilmez hale gelsin diye sizden bazi kimseler ömrün en kötü çagina kadar yasatilacak süphesiz ki Allah bilgilidir, kudretlidir. 

71. Allah kiminize kiminizden daha bol rizik verdi. Bol rizik verilenler, riziklarini ellerinin altindakilere verip de bu hususta kendilerini onlara esit kilmazlar. Durum böyle iken Allah'in nimetini inkâr mi ediyorlar? 

72. Allah size kendi nefislerinizden esler yaratti, eslerinizden de sizin için ogullar ve torunlar yaratti ve sizi temiz gidalarla riziklandirdi. Onlar hâla bâtila inanip Allah'in nimetine nankörlük mü ediyorlar? 

73. (Müsrikler) Allah'i birakip da kendilerine göklerde ve yerde olan riziktan hiçbir sey veremeyen ve buna asla güçleri yetmeyen seylere (putlara) tapiyorlar. 

74. Allah'a birtakim benzerler icat etmeyin. Çünkü Allah (her seyi) bilir, siz ise bilemezsiniz. 

75. Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile katimizdan kendisine verdigimiz güzel riziktan gizli ve açik olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç esit olurlar mi? Dogrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onlarin çogu (bunu) bilmezler. 

76. Allah, su iki kisiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir sey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayir getiremez. Simdi, bu adamla, dogru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse esit olur mu? 

77. Göklerin ve yerin gaybi Allah'a aittir. Kiyametin kopmasi ise, göz açip kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. Süphesiz Allah, her seye kadirdir. 

78. Siz, hiçbir sey bilmezken Allah, sizi analarinizin karnindan çikardi; sükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. 

79. Gögün boslugunda emre boyun egdirilmis olarak uçusan kuslari görmediler mi? Onlari orada Allah'tan baskasi tutamaz. Kuskusuz bunda inanan bir toplum için ibretler vardir. 

80. Allah, evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri yapti ve sizin için davar derilerinden gerek göç gününüzde, gerekse konaklama gününüzde, kolayca tasiyacaginiz evler; yünlerinden, yapagilarindan ve killarindan bir süreye kadar (faydalanacaginiz) bir ev esyasi ve bir ticaret mali meydana getirdi. 

81. Allah, yarattiklarindan sizin için gölgeler yapti. Daglarda da sizin için barinaklar yaratti. Sizi sicaktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyacak zirhlar yaratti. Iste böylece Allah, müslüman olmaniz için üzerinize nimetini tamamliyor. 

82. (Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artik sana düsen ancak açik bir tebligden ibarettir. 

83. Onlar Allah'in nimetini bilirler (itiraf ederler). Sonra da onu inkâr ederler. Onlarin çogu kâfirdir. 

84. Her ümmetten bir sahit gönderecegimiz gün, artik ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onlarin özür dilemeleri istenir. 

85. O zulmedenler azabi gördüklerinde, artik onlardan azap hafifletilmez, onlara mühlet de verilmez. 

86. (Allah'a) ortak kosanlar, ortak kostuklari seyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! Iste bunlar, seni birakip da tapmis oldugumuz ortaklarimizdir." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancilarsiniz" diye söz atarlar. 

87. O gün Allah'a teslim (bayragini) çekerler ve uydurmakta olduklari seyler onlardan kaybolup gider. 

88. Inkâr edip de (insanlari) Allah yolundan alikoyanlar var ya, iste onlara, yapmakta olduklari bozgunculuklar sebebiyle, azaplarini kat kat artiracagiz. 

89. O gün her ümmetin içinden kendilerine birer sahit gönderecegiz. Seni de hepsinin üzerine sahit olarak getirecegiz. Ayrica bu Kitab'i da sana, her sey için bir açiklama, bir hidayet ve rahmet kaynagi ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik. 

90. Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiligi, akrabaya yardim etmeyi emreder, çirkin isleri, fenalik ve azginligi da yasaklar. O, düsünüp tutasiniz diye size ögüt veriyor. 

91. Antlasma yaptiginiz zaman, Allah'in ahdini yerine getirin ve Allah'i üzerinize sahit tutarak, pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Süphesiz Allah, yapacaginiz seyleri pek iyi bilir. 

92. Bir toplum diger bir toplumdan (sayica ve malca) daha çok oldugu için yeminlerinizi, aranizda bir fesat araci edinerek ipligini saglamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadin) gibi olmayin. Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkinda ihtilafa düsmekte oldugunuz seyi kiyamet gününde mutlaka size açiklayacaktir. 

93. Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kilardi; fakat O, diledigini saptirir, diledigini de dogru yola iletir. Yaptiklarinizdan mutlaka sorumlu tutulacaksiniz. 

94. Yeminlerinizi aranizda fesada araç edinmeyin, aksi halde (Islâm'da) sebat etmisken ayaginiz kayar da (insanlari) Allah yolundan alikoymaniz sebebiyle (dünyada) kötülügü tadarsiniz. Sizin için (ahirette de) büyük bir azap vardir. 

95. Allah'in ahdini az bir karsiliga degismeyin! Sayet anlayan kimseler iseniz, süphesiz Allah katinda olan (sevap) sizin için daha hayirlidir. 

96. Sizin yaninizdaki (dünya mali) tükenir, Allah katindakiler ise bâkidir. Elbette sabirli davrananlara yapmakta olduklarinin en güzeliyle mükâfatlarini verecegiz. 

97. Erkek veya kadin, mümin olarak kim iyi amel islerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yasatiriz. Ve mükâfatlarini, elbette yapmakta olduklarinin en güzeli ile veririz. 

98. Kur'an okudugun zaman o kovulmus seytandan Allah'a sigin! 

99. Gerçek su ki: Iman edip de yalniz Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (seytanin) bir hakimiyeti yoktur. 

100. Onun hakimiyeti, ancak onu dost edinenlere ve onu Allah'a ortak kosanlaradir. 

101. Biz bir âyetin yerine baska bir âyeti getirdigimiz zaman -ki Allah, neyi indirecegini çok iyi bilir- "Sen ancak bir iftiracisin" dediler. Hayir; onlarin çogu bilmezler. 

102. De ki: Onu, Mukaddes Rûh (Cebrail), iman edenlere sebat vermek, müslümanlari dogru yola iletmek ve onlara müjde vermek için, Rabbin katindan hak olarak indirdi. 

103. Süphesiz biz onlarin: "Kur'an'i ona ancak bir insan ögretiyor" dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri sahsin dili yabancidir. Halbuki bu (Kur'an) apaçik bir Arapçadir. 

104. Allah'in âyetlerine inanmayanlar yok mu, kuskusuz Allah onlari dogru yola iletmez ve onlar için elem verici bir azap vardir. 

105. Allah'in âyetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. Iste onlar, yalancilarin kendileridir. 

106. Kim iman ettikten sonra Allah'i inkâr ederse -kalbi iman ile dolu oldugu halde (inkâra) zorlanan baska- fakat kim kalbini kâfirlige açarsa, iste Allah'in gazabi bunlaradir; onlar için büyük bir azap vardir. 

107. Bu (azap), onlarin dünya hayatini ahirete tercih etmelerinden ve Allah'in kâfirler toplulugunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür. 

108. Iste onlar Allah'in, kalplerini, kulaklarini ve gözlerini mühürledigi kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir. 

109. Hiç süphesiz onlar ahirette ziyana ugrayanlarin ta kendileridir. 

110. Sonra süphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret edip, ardindan da sabrederek cihad edenlerin yardimcisidir. Bütün bunlardan sonra Rabbin elbette çok bagislayan, pek esirgeyendir. 

111. O gün, herkes gelip kendi canini kurtarmak için ugrasir ve herkese yaptiginin karsiligi eksiksiz ödenir, onlara asla zulmedilmez. 

112. Allah, (ibret için) bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rizki her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'in nimetlerine karsi nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptiklarindan ötürü açlik ve korku sikintisini tattirdi. 

113. Andolsun ki, onlara kendilerinden peygamber geldi de onu yalanladilar. Onlar zulmederlerken azap onlari yakalayiverdi. 

114. Artik, Allah'in size verdigi riziktan helâl ve temiz olarak yeyin, eger (gerçekten) yalniz Allah'a ibadet ediyorsaniz, onun nimetine sükredin. 

115. (Allah) size, sadece ölü hayvani kani, domuz etini ve Allah'tan baskasi adina kesilen hayvani haram kildi. Ancak kim mecbur kalirsa (baskalarinin haklarina) saldirmaksizin, siniri da asmadan (bunlardan yiyebilir). Çünkü Allah çok bagislayan, pek esirgeyendir. 

116. Dillerinizin uydurdugu yalana dayanarak "Bu helâldir, su da haramdir" demeyin, çünkü Allah'a karsi yalan uydurmus oluyorsunuz. Kuskusuz Allah'a karsi yalan uyduranlar kurtulusa eremezler. 

117. (Kazandiklari) pek az bir menfaattir. Halbuki onlar için elem verici bir azap vardir. 

118. Sana anlattiklarimizi, daha önce, yahudi olanlara da haram kilmistik. Biz onlara zulmetmedik, fakat, onlar kendilerine haksizlik ediyorlardi. 

119. Sonra süphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardindan tevbe edip durumunu düzeltenleri (bagislayacaktir). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok bagislayan, pek esirgeyendir. 

120. Ibrahim, gerçekten Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi; Allah'a ortak kosanlardan degildi. 

121. Allah'in nimetlerine sükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmis ve dogru yola iletmisti. 

122. Ona dünyada güzellik verdik. Muhakkak ki o, ahirette de sâlihlerdendir. 

123. Sonra da sana: "Dogru yola yönelerek Ibrahim'in dinine uy! O müsriklerden degildi" diye vahyettik. 

124. Cumartesi tatili, ancak onda ihtilaf edenlere (farz) kilinmisti. Kiyamet günü Rabbin, muhakkak onlarin ihtilafa düstükleri sey hakkinda aralarinda hüküm verecektir. 

125. (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel ögütle çagir ve onlarla en güzel sekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanlari en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir. 

126. Eger ceza verecekseniz, size yapilan iskencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayirlidir. 

127. Sabret! Senin sabrin da ancak Allah'in yardimi iledir. Onlardan dolayi kederlenme; kurmakta olduklari tuzaktan kaygi duyma! 

128. Çünkü Allah, (kötülükten) sakinanlar ve güzel amel edenlerle beraberdir. 

İsra Süresinin Türkçe anlamı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HOŞ GELDİNİZ,, Yorumlarınızda Saygı Kurallarına Dikkat Etmenizi Rica Ederiz....